Freud (1856-1939): Dönemin ünlü psikiyatrlarının “manik depresif delilik” tanısı koyduğu, umutsuz vaka addedilen yirmi üç yaşındaki Sergey Pankeyev’in analizine 1910’da başlar. Dört buçuk yıl boyunca haftanın beş günü devam eden analiz, meşhur vaka öyküleri arasında en uzun sürmüş ve en çok tartışılmış olanıdır.
Hastanın dört ila sekiz yaşlarında, yani analize başlamadan on beş yıl önce geçirdiği çocukluk nevrozunu merkeze alan Kurt Adam vakası, Jung ve Adler’e karşı bir polemik yazısı olmanın yanı sıra Freud’un ilksel sahne, ters ya da negatif Oidipus kompleksi, analitik inşa gibi önemli kavramları aydınlattığı bir metindir.
Freud (1856-1939): Dönemin ünlü psikiyatrlarının “manik depresif delilik” tanısı koyduğu, umutsuz vaka addedilen yirmi üç yaşındaki Sergey Pankeyev’in analizine 1910’da başlar.…
Molière [Jean-Baptiste Poquelin] (1622-1673): Clermont Koleji’nde Latin ve Yunan dili ve edebiyatı dersleri aldı. Hukuk öğrenimi yaptı, bir süre sonra barodan ayrıldı. Oyunlarında insan gerçekliğini hayranlık verici bir derinlikle sergiledi. Klasik Fransız komedyasının kurucusu kabul edilen Molière, tiyatroda trup yöneticisi ve oyuncu olarak da çalıştı.
İlk kez 1671’de, Palais-Royal’de sahnelenen Scapin’in Dolapları büyük oyun yazarının kaleme aldığı son farstır. Yalnızca riske girmenin heyecanı için dolaplar çeviren arlanmaz entrikacı Scapin, genç efendisiyle onun dostuna yardım etme bahanesiyle babalarına türlü türlü oyunlar oynar. Molière ölümünden önce Scapin rolünü on sekiz defa oynamıştır. Scapin’in Dolapları günümüzde hâlâ Fransız tiyatrosunun en sık sahnelenen oyunları arasındadır.
Berna Günen (1979): Galatasaray Lisesi’nden mezun oldu. Galatasaray Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler okurken Robert Schuman Bursu’na hak kazandı ve eğitimine Fransa’da Institut d’Etudes Politiques de Paris’de (Sciences Po) devam etti. Aynı okulda 20. Yüzyıl Avrupa Tarihi üzerine lisans, yüksek lisans ve doktora yaptı. İngilizce ve Fransızcadan çeviriler yapmaktadır.
Molière [Jean-Baptiste Poquelin] (1622-1673): Clermont Koleji’nde Latin ve Yunan dili ve edebiyatı dersleri aldı. Hukuk öğrenimi yaptı, bir süre sonra barodan ayrıldı. Oyunlarında…
Herman Melville (1819-1891): Amerikan edebiyatının en büyük yazarlarından biridir. Küçük yaşta çalışmak zorunda kaldı, dört yılını denizlerde geçirdi. Bu tecrübesi tüm eserlerine, özellikle de en büyük eseri sayılan Moby Dick'e yansıdı. Moby Dick 1851'de önce Londra'da, sonra da New York'ta basıldı fakat ilgi görmedi. Eser bir bacağını kaybetmesine neden olan balinayı saplantı haline getiren Kaptan Ahab'in, zihninde dünyadaki tüm kötülüğün simgesine dönüşen bu ispermeçet balinasıyla mücadelesini anlatır. Roman sadece hacmiyle deği, aynı zamanda adeta mistik, metaforlarla örülü, yalın şiirselliğiyle de konu edindiği balinanın azametine yaklaşan modern bir epiktir. Yazarın yirminci yüzyıl başlarında yeniden keşfedilmesiyle Moby Dick de Amerikan edebiyatı klasikleri arasındaki yerini almıştır.
Herman Melville (1819-1891): Amerikan edebiyatının en büyük yazarlarından biridir. Küçük yaşta çalışmak zorunda kaldı, dört yılını denizlerde geçirdi. Bu tecrübesi tüm eserlerine,…
Alfred de Musset (1810-1857): 19.yüzyıl Fransız edebiyatının en önemli isimlerindendir. Victor Hugo, Charles Nodier gibi Romantik yazarların çevresinin müdavimi oldu. 1845 yılında Légion d’honneur’e layık görüldü. 1852 yılında Académie française’e üye olarak seçildi. Yazarın hayatıyla paralellikler arz eden Bir Zamane Çocuğunun İtirafları, Fransa’nın Napoléon’un ardından içine düştüğü hayal kırıklığını ve yıkıcı manevi boşluğu şiirsel bir dil ve derin bir içgörüyle ele alır. 1836’da yayımlanan roman, Fransız Romantizmini doğuran bu sancılı dönemin en başarılı portrelerinden biri olmanın yanı sıra çalkantılı bir aşk hikâyesi üzerinden insan ruhunun çarpıcı bir analizini sunar.
Kenan Sarıalioğlu (1946): Trabzon’da doğdu. Şair, felsefeci ve çevirmen. İÜ Felsefe Bölümü’nü “Materyalizm ve Ahlak” teziyle bitirdi. Yalağuz adlı toplu şiirlerinden sonra Temmuz Sağanakları’nı yayımladı. Hayyam’dan Cibran’a, Baudelaire’den Cioran’a, Doğu’dan, Batı’dan birçok şair ve yazarın yapıtını Türkçeye kazandırdı. Halen Mardin Artuklu Üniversitesi Felsefe Bölümü’nde öğretim üyesidir.
Alfred de Musset (1810-1857): 19.yüzyıl Fransız edebiyatının en önemli isimlerindendir. Victor Hugo, Charles Nodier gibi Romantik yazarların çevresinin müdavimi oldu. 1845 yılında…
Freud (1856-1939): Rüyaların bilinçdışı çatışmaları aydınlatmada oynadığı rolü ve histerinin cinsel kökenlerini açıklamak açısından güzel bir örnek olacağını düşündüğü Dora vakası Freud için başarısızlıkla sonuçlanır. 18 yaşında bir genç kız olan Dora on bir hafta süren bir analiz sürecinin ardından aniden tedaviyi bırakır. Bu başarısızlık Freud’u “aktarım” kavramını daha derinlemesine düşünmeye itecektir. Hastanın geçmişindeki önemli figürlerin psikanaliste yansıtılması demek olan aktarım, psikanalizin başat kavramlarından ve tedavinin kilit unsurlarından biridir. Yineleme otomatizmi ancak aktarımın yorumlanıp işlenmesiyle aşılabilir.
Şeyda Öztürk: Viyana Üniversitesi’nde felsefe ve İngiliz dili ve edebiyatı öğrenimi gördü. YKY cogito dergisi ve düşünce kitapları dizisi editörü. Almanca ve İngilizceden teori ve edebiyat metinleri çeviriyor. Çevirdiği kitaplardan bazıları: Theodor W. Adorno (Rüya Kayıtları, Sahicilik Jargonu, Negatif Diyalektik, Müzik Yazıları: Bir Seçki, Yeni Sağ Radikalizmin Veçheleri), Fredric Jameson (Jameson Jameson’ı Anlatıyor), Judith Butler (Savaş Tertipleri), Byung-Chul Han (Zamanın Kokusu, Eros’un Istırabı), Thomas Mann (Majesteleri Kral), Philip Roth (Öfke). Patrick Süskind (Aşk ve Ölüm Üzerine)
Freud (1856-1939): Rüyaların bilinçdışı çatışmaları aydınlatmada oynadığı rolü ve histerinin cinsel kökenlerini açıklamak açısından güzel bir örnek olacağını düşündüğü Dora vakası…
Victor Hugo (1802-1885): Fransız edebiyatının en ünlü yazarlarından biri olan sanatçı, edebi ününü şiirleri ve oyunları ile kazandı. Romantik akımın en tanınmış adları arasında yer aldı. Toplumsal sorunlar ve politikayla yakından ilgilendi, 1848 ayaklanmalarının ardından Kurucu Meclis’e katıldı, daha sonra milletvekilliği yaptı, l’Evénement adlı bir gazete çıkardı. 1852’de Louis Bonaparte’ın imparatorluğunu ilan ettiği hükümet darbesine karşı çıktığı için sürgün edildi. Cezası 1859’da sona erdi, fakat imparatorluk yıkılana kadar gönüllü olarak sürgünde kaldı. Hugo’nun, Adèle Foucher ile acı, sevinç, kıskançlık ve mutluluk dolu yazışmalarının yer aldığı Nişanlıya Mektuplar, yazarın bir genç adam olarak portresini sunarken, tutkulu ve tutkun kalbiyle aşk üzerine düşüncelerinin yanı sıra “edebiyatçı gururu”nu da gözler önüne seriyor.
Victor Hugo (1802-1885): Fransız edebiyatının en ünlü yazarlarından biri olan sanatçı, edebi ününü şiirleri ve oyunları ile kazandı. Romantik akımın en tanınmış adları arasında…
Émile Zola (1840-1902): Natüralizm akımının en önemli temsilcilerinden olan yazar, romanları için gerekli yaşam deneyimini zorluklar içinde geçen gençlik yıllarında kazandı. 1864’te ilk öykü kitabı Ninon’a Öyküler yayımlandı. 1865’te kendi yaşamından izler taşıyan Claude’un İtirafları çıktı. Zola, romancının olayları bir izleyici gibi kaydetmekle yetinmemesi, kişileri ve tutkularını bir dizi deneyden geçirirken, duygusal ve toplumsal olguları bir kimyacı gibi işlemesi gerektiğini savundu. Nasıl Ölünür 1876’da Le Messager de l’Europe dergisinde yayımlandı. Zola’nın titiz üslubu ve gözlem dehasının berrak bir su gibi parladığı bu kısa eserin başrolünde toplumsal bir olay olarak ölüm vardır: Ölüm herkesin başına gelir ama her insan ölümü farklı bir şekilde yaşar, herkes kendi çevresinin içinde ölür.
Volkan Yalçıntoklu (1961-2022): Saint-Joseph Lisesi’nde okudu. 9 Eylül Üniversitesi Tıbbi Biyoloji ve Genetik Bölümü’nü bitirdi. Uzun yıllar kitapçılık yaptı. Fransızca ve İngilizceden çeviriler yaptı. Eserlerini çevirdiği yazarlar arasında Victor Hugo, Émile Zola, Jules Verne, Helene DeWitt, Alan Snow, Richard Maltby Jr., Lyman Frank Baum, Charles Perrault yer alıyor.
Émile Zola (1840-1902): Natüralizm akımının en önemli temsilcilerinden olan yazar, romanları için gerekli yaşam deneyimini zorluklar içinde geçen gençlik yıllarında kazandı.…
Daniel Defoe (1660-1731): Londra'da varlıklı bir ailede dünyaya geldi. İyi bir akademik eğitimin ardından ticarete atıldı. Çetin ve macera dolu bir ticaret hayatından sonra siyasi yergilerle yazarlığa başladı. Gözüpek bir gazetecilik kariyeri ve pek beğenilen didaktik eserlerinin akabinde, 1719 yılında onu dünya edebiyatının başköşelerinden birine yerleştiren Robinson Crusoe romanını yazdı. Defoe'nun pikaresk sayılabilecek romanlarından biri olan Albay Jack, tema olarak epey benzerlik taşıdığı Moll Flanders eseriyle aynı yıl, 1722'de yayımlanır. Daniel Defoe, hayatına hırsızlık ve yankesicilikle başlayan yetim Albay Jack'in suç dünyasındaki sürükleyici maceralarını, Virginia'da kölelikten çiftlik sahipliğine ulaşmasını, pek çok Defoe karakteri gibi ticaretle zenginleşmesini, talihsiz evliliklerini, savaşlara katılmasını, tövbekar oluşunu benzersiz üslubuyla capcanlı gözlerimizin önüne getirir. Tek bir insanın hayatına sığması, peş peşe gelmesi neredeyse imkansız görünen onlarca tesadüf Daniel Defoe'nun ayrıntıcı kalemi sayesinde Albay Jack'te hayat bulur.
Daniel Defoe (1660-1731): Londra'da varlıklı bir ailede dünyaya geldi. İyi bir akademik eğitimin ardından ticarete atıldı. Çetin ve macera dolu bir ticaret hayatından sonra siyasi…
William Shakespeare (1564-1616): Oyunları ve şiirlerinde insanlık durumlarını dile getiriş gücüyle yaklaşık 400 yıldır bütün dünya okur ve seyircilerini etkilemeyi sürdüren efsanevi yazar, Romeo ve Juliet’de birbirinden farklı pek çok toplumda benzerleriyle karşılaşılan trajik bir ilişkiyi, düşman ailelerin çocukları arasında doğan aşkı ele alır. Romeo ile Juliet’in umutsuz aşkını romantik örgüsünün yarı karanlık örtüsüyle sarmalayan eser, buna rağmen insan ilişkilerini gerçekçi bir anlayışla gözler önüne serer.
Özdemir Nutku (1931): Türk tiyatrosuna büyük katkıları olan eğitimci ve yönetmen Özdemir Nutku, eleştirmen, yazar ve çevirmen olarak da önemli yapıtlar ortaya koydu. Sahnelediği pek çok oyunun yanı sıra, araştırma, inceleme ve çevirileriyle de ödüller kazandı. Ülkemizde olduğu kadar yurtdışında da sahneye koyduğu oyunlar, verdiği ders ve konferanslarla tanınmaktadır.
William Shakespeare (1564-1616): Oyunları ve şiirlerinde insanlık durumlarını dile getiriş gücüyle yaklaşık 400 yıldır bütün dünya okur ve seyircilerini etkilemeyi sürdüren…
Cicero (MÖ 106 – MÖ 43): Romalı büyük devlet adamı, hatip ve düşünür. Gençliğinde felsefe ve hukuk eğitimi aldı. Hitabet (Retorik) sanatındaki üstünlüğüyle consullüğe dek yükseldi. Roma’yı birey, geleneksel toplum düzeni ve devlet üçgeninde ele alan konuşmaları, felsefi ve teknik eserleriyle her çağın insanını etkilemeyi başarmıştır. Cicero Kader Üzerine’de kader (kaçınılmazlık, determinizm) ve özgür istenç sorunuyla ilgili Yunan felsefe okullarının birbiriyle çatışan farklı görüşlerini aktarıp yorumlarken sadece yaşadığı dönemin Romalılarına değil, bugünün okurlarına da bu çetin sorunu çözebilmelerinde yardımcı olmakta, en azından farklı yaklaşımlara dikkat çekmektedir.
C. Cengiz Çevik (1983): İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Latin Dili ve Edebiyatı Anabilim Dalı’nda lisans, yüksek lisans ve doktorasını tamamladı. Hasan Âli Yücel Klasikler Dizisi için Epiktetos, Leukippos, Demokritos, Sextus Empiricus, Herakleitos, Bacon, Horatius, Seneca, Cicero, Copernicus ve Luther’den birçok eser çevirdi. Cicero’nun Devleti ve Roma’da Siyaset ve Felsefe adlı iki telif eseri olan C. Cengiz Çevik başta temel akademik çalışma alanı Antik Çağ’da siyaset ve felsefe ilişkisi olmak üzere çeviriler yapmaya ve telif eserler üzerinde çalışmaya devam ediyor.
Cicero (MÖ 106 – MÖ 43): Romalı büyük devlet adamı, hatip ve düşünür. Gençliğinde felsefe ve hukuk eğitimi aldı. Hitabet (Retorik) sanatındaki üstünlüğüyle consullüğe dek…
Freud (1856-1939): Psikanaliz tarihinin en önemli vaka öykülerinden biri sayılan bu eser; beş yaşındaki Küçük Hans’ın fobilerinin aile ilişkileri içinde nasıl şekillendiğini ortaya koyarken; bir yandan da Freud’un çocuk cinselliği üzerine o dönemde çokça yadırganan fikirlerinin doğrulandığı bir örnek sunar.
Ahmet Fırat (1973): Ege Üniversitesi’nde Sosyoloji okudu. Hasan Âli Yücel Klasikler Dizisi için Friedrich Hebbel’den Judith ve Freud’dan Küçük Hans eserlerini çevirdi. Viyana’da yaşamakta, çevirmenlik yapmaktadır.
Freud (1856-1939): Psikanaliz tarihinin en önemli vaka öykülerinden biri sayılan bu eser; beş yaşındaki Küçük Hans’ın fobilerinin aile ilişkileri içinde nasıl şekillendiğini…
Freud (1856-1939): “İlkel toplumların”; “vahşilerin” hayatında çok önemli yer tutan tabular ile nevrotiklerin kendilerine koydukları obsesif yasaklar arasındaki benzerlikleri konu alan Totem ve Tabu Freud’a göre “insanların uykusunu uzun süre kaçıracak” bir eserdi. Bireyin gelişim sürecinde insan türünün evrim sürecinden izler bulunabileceğini; tarihteki travmatik olayların tek tek kişilerin yaşantısında yankılandığını savunan bu öncü yapıtın; bugün ancak güncellik kazanmış geniş bir araştırma sahasını çok önceden haber verdiği söylenebilir.
Zehra Aksu Yılmazer: Giresun’da doğdu, Almanya’da büyüdü, Ankara Hacettepe Üniversitesi Mütercim – Tercümanlık Bölümü’nden mezun oldu. Robert Musil, Stefan Zweig, Hermann Hesse, Gustav Meyrink, Carl Gustav Jung, Rainer Maria Rilke ve daha pek çok yazarın kitaplarını Almancadan Türkçeye kazandırdı. Totem ve Tabu çevirisi, 2021 Psikanaliz Yazıları Çeviri Başarı Ödülü’ne layık görüldü. İstanbul’da yaşamaktadır.
Freud (1856-1939): “İlkel toplumların”; “vahşilerin” hayatında çok önemli yer tutan tabular ile nevrotiklerin kendilerine koydukları obsesif yasaklar arasındaki benzerlikleri konu…
Voltaire (1694-1778): Fransız edebiyatının en önemli yazarlarından olan François-Marie Arouet eserlerinde kullandığı Voltaire mahlasıyla tanınmıştır. Eleştirel zekâsı ve hiciv ustalığıyla sivrilen yazar, neredeyse bütün edebi türlerde eserler vermiş olmasının yanı sıra döneminin siyasi kurumlarına ve popüler düşünce tarzlarına oklarını yönelttiği Felsefe Sözlüğü ile bu alanda da etkili olmuştur. Fransız İhtilali’nin arifesinde Avrupa medeniyetinin gelişim yönünü etkileyen eserleri çağımızda da baskı ve bağnazlık karşısında yurttaşlık hakları ve özgürlük düşüncesinin başyapıtları yer alır. Cahil Filozof Voltaire’in yetmiş iki yaşında yazdığı, emin oldukları ve hâlâ şüphe duyduklarının bir katalogudur. “Ben kimim?” sorusundan başlayarak çıktığı yolculukta Descartes, Spinoza, Leibniz gibi düşünürlerin tezleriyle yüzleşir, kendinin ve başkalarının cehaletinden geçer ve aklın şafağına ulaşır. Bu küçük ama etkili eser Voltaire’in felsefesinin inancıyla birleştiği noktaya ışık tutması açısından da önem taşır.
Berna Günen (1979): Galatasaray Lisesi’nden mezun oldu. Galatasaray Üniversitesi’nde Uluslararası İlişkiler okurken Robert Schuman Bursu’na hak kazandı ve eğitimine Fransa’da Institut d’Etudes Politiques de Paris’de (Sciences Po) devam etti. Aynı okulda 20. Yüzyıl Avrupa Tarihi üzerine lisans, yüksek lisans ve doktora yaptı. İngilizce ve Fransızcadan çeviriler yapmaktadır.
Voltaire (1694-1778): Fransız edebiyatının en önemli yazarlarından olan François-Marie Arouet eserlerinde kullandığı Voltaire mahlasıyla tanınmıştır. Eleştirel zekâsı ve hiciv…
İvan Sergeyeviç Turgenyev (1818-1883): Avrupa'da ve ülkemizde eserleri ilk çevrilen 19. yüzyıl Rus romancıları arasında yer alır. Moskova, Petersburg ve Paris üniversitelerinde öğrenim gören Turgenyev döneminin Avrupalı bakış açısına sahip tek Rus yazarı olarak anılır. Zayıf iradeli Rus aydınlarını, serflerin yaşantısını, toprak sahibi soyluların aşklarını ve kendisini yakın hissetmediği radikal genç kuşağı tarafsız ve gerçekçi bir dille eserlerine aktarmıştır. Köyde Bir Ay Turgenyev'in en tanınmış tiyatro oyunlarındandır. 1848-1850 yılları arasında Fransa'da "Öğrenci" adıyla yazılan eser Rusya'da sansür tarafından yasaklanmış, siyasi olmaktan çok ahlaki gerekçelerle yapılması istenen değişikliklerin ardından 1855'te "Köyde Bir Ay" adıyla yayımlanmıştır. Oyun zengin bir toprak sahibinin oğluna ders veren üniversite öğrencisinin evin hanımı ve ailenin evlatlık kızı arasında kaldığı üçlü bir aşk hikayesini anlatır. Oyunun yazar tarafından gözden geçirilmiş son ve sansürsüz hali ancak 1869'da yayımlanabilmiştir.
İvan Sergeyeviç Turgenyev (1818-1883): Avrupa'da ve ülkemizde eserleri ilk çevrilen 19. yüzyıl Rus romancıları arasında yer alır. Moskova, Petersburg ve Paris üniversitelerinde…
Lev Nikolayeviç Tolstoy (1828-1910): Anna Karenina, Savaş ve Barış, Diriliş’in büyük yazarı, yaşamının son otuz yılında kendini insan, aile, din, devlet, toplum, özgürlük, boyun eğme, başkaldırma, sanat ve estetik konularında kuramsal çalışmalara da verdi. Bu dönemde yazdığı roman ve öykülerinde yıllarca üzerinde düşündüğü insanlık sorunlarını edebi bir kurguyla ele aldı. Tolstoy’un 1882 yılında tamamladığı İtiraf, dinî sansür nedeniyle ilk kez 1884’te Cenevre’de basıldı. Rusya’daysa tam metin olarak ancak 1906 yılında yayımlanabildi. Hayatının hiçbir evresinde kendini sorgulamaktan, günahlarını itiraf etmekten geri durmayan Tolstoy, İtiraf’ı için bir mektubunda şunları yazar: “Yeni yapıtımın asıl hedefi, yaşamıma karşı okurda tiksinti uyandırmak.” İtiraf, 1870’lerde dünya görüşünde bir kırılma yaşayan Tolstoy’un, kendi deyimiyle “ikinci doğumu”ndan sonra yazdığı ilk eserdir.
Ayşe Hacıhasanoğlu (1952): DTCF Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü’nü bitirdi. Bir süre SSCB Büyükelçiliği Basın Bürosu’nda çevirmen olarak çalıştı. Edebiyat ve sosyal bilimler alanında çeviriler yaptı. Dostoyevski, Tolstoy, Gorki, Bagirov eserlerini Türkçeye kazandırdığı yazarlar arasında yer almaktadır.
Lev Nikolayeviç Tolstoy (1828-1910): Anna Karenina, Savaş ve Barış, Diriliş’in büyük yazarı, yaşamının son otuz yılında kendini insan, aile, din, devlet, toplum, özgürlük, boyun…
Lev Nikolayeviç Tolstoy (1828-1910): Anna Karenina, Savaş ve Barış, Diriliş'in büyük yazarı, yaşamının son otuz yılında kendini insan, aile, din, devlet, toplum, özgürlük, boyun eğme, başkaldırma, sanat ve estetik konularında kuramsal çalışmalara da verdi. Bu dönemde yazdığı roman ve öykülerinde yıllarca üzerinde düşündüğü insanlık sorunlarını edebi bir kurguyla ele aldı. Tipi -Seçme Öyküler ve Masallar- Tolstoy'un yaşam ve eserlerinin farklı dönemlerdeki yansımalarından kronolojik bir seçki niteliği taşımaktadır. Yazarın en ünlü, en beğenilen öykülerinden olan Tipi, Tolstoy eserlerine özgü doğa ve insan tasvirlerindeki ayrıntı ve gerçekliğin belki de doruk noktasıdır. Diğer öykü Luzern ise edebi açıdan olduğu kadar Tolstoy'un dünya görüşünü yansıtması açısından da değerlidir. Toplumsal ve felsefi konularla daha çok ilgilenmeye başladığı dönemlerde yazdığı Irgat Yemelyan ve Boş Davul, Üç Mesel ve Üç Soru eserlerindeyse halk masalları ve kıssalardan esinlenmiştir.
Enes Taştan (1992): Ankara DTCF Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden mezun oldu. Lisans programının son yılında Saratov Devlet Üniversitesi Filoloji Bölümü’nde öğrenim gördü. St. Petersburg Devlet Üniversitesi Rus Dili ve Edebiyatı Bölümü’nde yüksek lisansını tamamladı. Tolstoy, Turgenyev, Dostoyevski gibi yazarların çeşitli eserlerini dilimize kazandırdı. Rus edebiyat tarihi üzerine çalışmalarının yanı sıra XVIII. ve XIX. yüzyıl Rus edebiyatından şiirler çeviriyor.
Lev Nikolayeviç Tolstoy (1828-1910): Anna Karenina, Savaş ve Barış, Diriliş'in büyük yazarı, yaşamının son otuz yılında kendini insan, aile, din, devlet, toplum, özgürlük, boyun…
Stendhal [Marie-Henri Beyle] (1783-1842): Genç yaşta teğmen olarak orduya girdi, Napoleon'un İtalya ve Rusya seferlerine katıldı. Almanya, Avusturya ve Rusya'da çeşitli askeri görevlerde bulundu. Bir dönem Marsilya'da ticaretle uğraştı, Trieste'de bir süre konsolosluk görevini sürdürdü. Fransız edebiyatında gerçekçilik akımının en önemli temsilcilerinden kabul edilen Stendhal'in bitirilmemiş eseri Feder ya da Paragöz Koca, Marsilyalı genç bir portre ressamının öyküsünü anlatır. Yazarın büyük bir beceriyle incelediği döneminin toplumsal yükselme hırsları, çıkar ilişkileriyle aşkın çatışması gibi temalar taşra-şehir gerilimi içinde ele alınırken diğer eserlerinde pek bulunmayan bir mizah öne çıkar. Yazarın ölümünden sonra, 1854 yılında yayımlanan Feder ya da Paragöz Koca ilk defa Türkçede okurlarla buluşuyor.
Stendhal [Marie-Henri Beyle] (1783-1842): Genç yaşta teğmen olarak orduya girdi, Napoleon'un İtalya ve Rusya seferlerine katıldı. Almanya, Avusturya ve Rusya'da çeşitli askeri…
Daniel Defoe (1660-1731): Londra'da varlıklı bir ailede dünyaya geldi. İyi bir akademik eğitimin ardından ticarete atıldı. Çetin ve macera dolu bir ticaret hayatından sonra siyasi yergilerle yazarlığa başladı. Gözüpek bir gazetecilik kariyeri ve pek beğenilen didaktik eserlerinin akabinde, 1719 yılında onu dünya edebiyatının başköşelerinden birine yerleştiren Robinson Crusoe romanını yazdı. Kaptan Singleton 1720 yılında, Robinson Crusoe'dan bir yıl sonra yazılmıştır. Ailesini hiç tanımamış bir çocuğun korsan olarak yağma yoluyla zenginleşmesini, bu korsanlıklar sırasında edinilen bir dostun yardımıyla pişman olup bu hayattan vazgeçmesini anlatır. Gemilerde geçen; talan ve yağmayla dolu bir hayatın sürükleyici hikayesi olduğu kadar doğru yerden gelen rehberlikle kurtuluşa kavuşan bir ruhun portresidir. Korsanlık romanlarının revaçta olduğu bir dönemde yayımlanan roman, içerdiği tutarsızlık ve hatalar nedeniyle eleştirilmiş olsa da deniz kokan rüzgarları, yerlilerin kulaklarda çınlayan çığlıklarıyla Robinson Crusoe gibi okurların hayal dünyasında bir yer edinmiştir.
Daniel Defoe (1660-1731): Londra'da varlıklı bir ailede dünyaya geldi. İyi bir akademik eğitimin ardından ticarete atıldı. Çetin ve macera dolu bir ticaret hayatından sonra siyasi…
Gustave Flaubert (1821-1880): İlk romanı Madame Bovary ile hayat-edebiyat ekseninde önemli tartışmalara yol açan Flaubert, ölümünden bir yıl sonra yayımlanan Bouvard ile Pécuchet’de iki yarı aydın küçük burjuva üzerinden döneminin bilimlerini ve bilim anlayışını, dine yaklaşımını, felsefesini, edebiyatını, tarih yazımını ve tarih felsefesini kıyasıya eleştirir. Roman kahramanı iki arkadaşın gülünçlüğü kendi kişilik özelliklerinden kaynaklandığı kadar yazar tarafından eleştirilen dönemin düşünsel hayatındaki tutarsızlıklar, çelişkiler ve tuhaflıklardan da ileri gelir. Flaubert sıkça söz ettiği “bir hiç üzerine roman yazma” arzusuna bu eseriyle büyük ölçüde yaklaşmıştır, Bouvard ile Pécuchet çağımızın “anti-roman” anlayışını da önceden haber vermektedir. Yazarın tamamlayamadığı kısımlara ait notlarıyla birlikte yayımlanan bu eser yarım kalmış dahi olsa dünya edebiyatının zirvelerinden birini oluşturur.
Gustave Flaubert (1821-1880): İlk romanı Madame Bovary ile hayat-edebiyat ekseninde önemli tartışmalara yol açan Flaubert, ölümünden bir yıl sonra yayımlanan Bouvard ile…
Charles Dickens (1812-1870): Viktorya Dönemi İngilteresi'nin en önemli romancısı kabul edilen Dickens orta sınıf bir ailenin çocuğuydu. On iki yaşındayken ailesinin dara düşmesi sonucu bir fabrikada çalışmaya başladı ve romanlarında büyük bir isabetle aktardığı işçi sınıfının hayatını gözlemleme fırsatını elde etti. Dickens'ın belki de en popüler eseri Bir Noel Şarkısı 1843 yılının Noel'inden hemen önce yayımlanmış, ilk baskısı günler içinde tükenmiştir. Noel'in insani yönüne vurgu yaparak bu bayramın kutlanışını değiştirmiş, Viktorya Dönemi'nde Noel'in canlanmasına katkıda bulunmuştur ve İngiliz toplumunu öyle çok etkilemiştir ki kahramanının soyadı "pinti" anlamında sözlüklere girmiştir. Cimri, nemrut Ebenezer Scrooge'un, ona geçmişini, bugününü ve geleceğini gösteren üç hayaletin yardımıyla gerçekleşen büyük değişimini anlatan bu modern masalın sıcacık ışığı, sözünü sakınmayan bir toplumsal eleştirmen olan Dickens'ın içinde yaşadığı gerçek dünyaya yorumunu da aydınlatır. Bir Noel Şarkısı günümüze dek birçok dile çevrilmiş, defalarca sahneye, sinema ve televizyona uyarlanmıştır.
Charles Dickens (1812-1870): Viktorya Dönemi İngilteresi'nin en önemli romancısı kabul edilen Dickens orta sınıf bir ailenin çocuğuydu. On iki yaşındayken ailesinin dara düşmesi…